28 Şubat 2010

FERİZLİ' YE NAKİL OLDUK.


Geçen sene olduğu gibi bu sene de arılarımızı Ferizli'ye götürdük. Kovanlarımın yüklenmeden önceki ballı babalarla son görüntüsü.
Arkadaşlarım gene beni yalnız bırakmadılar. Gelen nakliye kamyonetini kalacağını hesap ederek kovanlarımın yanına kadar yanaştırdım. Kamyonetin üstündeki Aziz Mumcu'yu aradığımda kardeşi Sinan Mumcu'nun evde olduğunu ve bizim çekiçinin de kapıda olduğunu öğrendim.

Sinan Mumcu'yu telefonla ardığımda bende çok kaliteli Kestane balı var dedim. Kendisi abi nerede kaldın hemen gelip çekeyip dedi. Sağolsun hızır acil servis gibi. Gelmese yanmıştık.


Niğmet Çavuğoğlu Ferizli'ye bir hafta önce indirmişti arılarını.Bu sene gene beraberiz Ferizli'de. Gündüz hava mükemmelmiş. Fakat akşam üstü başlayan yağmur sonucunda arıları tarlaya ancak traktörle indirebildik. Traktör bile tarlada mahsur kaldı ve sürücüsü bırakıp gitmek zorunda kaldı. Gece kalıp işlerimizi halledecek ve öğle dönecektik. Yağmur o kadar şiddetliydi ki kalmanın bir anlamı olmayacağını düşündük ve gece geri döndük. Gezginci arıcıların kaderi bu sefaleti çekmek herhalde. Ayrıca sattığımız balı pahalı diyenlerin kulaklarını da çınlattık durduk.